Tuesday 19 May 2009

demlenme


bu çayı kim demliyor?
o ayrı bir konu.

yoksa metaforun oyunlu aldatmacası mı demleyen.


neyse;
ondan daha önemli olan mesele şu...
demlikten akan şey herne ise, biz kendimiz, o akan ile içilen arasında, demliğe takılı bir süzgeçiz.
hayatın demlendiği demlik de, demi süzen süzgeç de biz. fakat, içen bir değil, çok. biz, siz, onlar...

kişinin hayatı, bir çay partisi, kırk yıl hatır yazıcı, "paylaştıkça artan tad"...


ya da yalnız hayatlar yaşamak zaten imkansız.

belki yalnız yaşananlar zaten hayat değil.
zaten kim şahit olabilir ki yalnızlığınızda yaşadıklarınıza...
işin doğasına aykırı.


ötesi ne?
aklımda hep bir kısım kadınlara ait yüzler canlanıyor.
bileklerime kadar denize giriyorum...

No comments: