Saturday, 12 September 2009

Nereden Nereye ?

Aslında bu başlıkla ilgili bir kategori açmak bile düşünülebilirdi. Belki de gelecekte böyle birşey olabilir. Hergün yaptığım, benim için bir anlamda klişeleşmiş vikipedi gezilerim beni sık sık bu soruyla karşı karşıya bırakıyor, nereden nereye ?

Nereden nereye deyimini her kullanışım kendini genellikle; hayatı, dünyayı kavramayı ve/veya anlamayı temsil eden hoş bir duyguya bırakıyor kendini. Tıpkı rüyalar gibi arkalarında sadece tam olarak anımsanamayan hatıraları andıran ve ardında bir bütün oluşturamayan anı parçaları bırakan bir deneyim bu. Bu yüzden deneyimleri sınıflandırmak ya da sıralamak mümkün olmuyor. Deneyimi iyi/güzel yapan şey ise en basit şekliyle yolun sonuna geldiğimde bulunduğum konumun güncelimde sıklıkla uğradığım konulara ya da mekanlara benzemeyişi.

Bunlardan güzel bir tanesi dün ile bugünü birbirine bağlayan gecede oldu:

Gmail penceresi her zamanki gibi açık. Onu sorgulamak mümkün değil. Yerimden kalkıp başka birşeylerle uğraşmak üzereyim fakat her zaman olduğu gibi yine bu akışı bozacak birşey oldu. Yeni bir mail geldi. Tuttuğum takımın resmi internet sitesinden geliyor mesaj. Galatasaray TV internette test yayınına başlamış. Merak edip birkaç saniye içerisinde "hmm demek buymuş" demek ve kapatmak maksadıyla açıyor ancak düşündüğümden daha geç kapatıyorum. Yarın -artık bugün- oynananacak Gs-Bjk maçıyla ilgili olarak eski oyuncular, spor yazarları, ünlü Galatasaraylılar vs. insanların görüşleri alınıyor. Bir ara sıra eski Gs oyuncusu Hakan Ünsal'a geldi, Hakan Ünsal da gerek toplumda bulduğu yankı, gerek medyadaki yansıması gerekse bu rekabetin sahada aktörlüğünü yapmış biri olarak oyuncuların yaşayışı açısından Türkiye'de gerçekten derbi tanımına uyan tek maçın aslında Gs-Fb rekabeti olduğunu söyleyerek başladı sözlerine. Sonrasında maçla ilgili görüşlerini anlattı ancak ben bu "derbi" kısmına biraz takıldım.

Derbinin nereden geldiğine bu saate kadar mutlaka bakmış olmalıyım diye düşünürken aslında bunu belki hiç yapmadığımı ya da yaptığım sırada yeterli bilgiye ulaşamamış olduğumu farkettim.

Derbi kelimesininin kökeniyle ilgili birden fazla açıklama var. Bunlara girmekten ziyade bu açıklamalardan birinin temelinde yer alan bir olay ilgimi çekti. İngiltere'de her sene tekrarlanan ve iki gün boyunca -saat 14'ten 22'ye kadar- oynanan bir müsabaka. Müsabakanın katılımcıları Ashbourne'un kuzey (Up'Ards) ve güney (Down'Ards) kısımları. Amaç saat 14'te şehrin yöneticisinin atışıyla birlikte, atılan topu kapmak ve rakip takımın kalesine götürüp, üç defa kaleye temas ettirmek suretiyle "gol yapmak" -Yerel olarak "The ball is goaled" denirmiş-. Eğer saat 17'den önce gol olursa top yeniden fırlatılarak oyun yeniden başlar yoksa oyun o gün için bitermiş. Günümüz geniş saha müsabakalarının atası sayılırmış. Daha detaylı bilgi için: Royal Shrovetide Football

- Videolar -
Ashbourne Shrovetide Football, 24th Feb 2009
Gol için 03:30'dan başlanabilir
Ashbourne Royal Shrovetide Football - Shrove Tuesday 2008

Buradan yola çıkarak aklıma başka bir fikir geldi. Cenk kardeşimize sesleniyorum, acaba Nobon'un da böyle sarı bir balonla falan oynanabilecek bir topluluk oyunu olabilir mi ? :)

No comments: